Altının ilk yarı performansı şaşırtmadı, yatırımcı kazandı
ABD tarifeleri, jeopolitik gerilimler, merkez bankası alımları ve doların zayıflamasıyla altının ons fiyatı yılın ilk yarısında rekor seviyelere ulaştı.
Yılın ilk yarısında küresel ekonomik gelişmeler, merkez bankalarının politikaları ve jeopolitik riskler, yatırımcıları güvenli liman olan altına yönlendirdi. Altının ons fiyatı bu dönemde yüzde 25,9’luk artışla 3.303 dolara kadar yükselirken, özellikle mart ayında yüzde 9,3’lük aylık artışla dikkat çekti. Altın fiyatları nisan ayında 3.499,99 doları test ederek tarihi zirvelerden birine ulaştı.
Küresel piyasalarda enflasyon ve durgunluk (resesyon) ikilemi yaşanırken, ABD merkezli gelişmeler de yatırımcı algısını doğrudan etkiledi. Ocak ayında göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı tarife politikaları, uluslararası ticaret ilişkilerini gererken, enflasyonist baskıların artabileceği endişesi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) politika alanını daralttı. Bu gelişmeler, altının güçlü bir güvenli liman olarak öne çıkmasını sağladı.
Öte yandan, ABD'nin büyüyen bütçe açığı ve jeopolitik gerilimler de altına olan talebi artırdı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, Rusya ile ABD arasında Ukrayna üzerinden sürdürülen diplomatik belirsizlik ve İran ile İsrail arasında tırmanan gerilim, piyasalarda risk algısını yüksek tuttu.
Bu ortamda merkez bankaları da altın alımlarına yöneldi. Dünya Altın Konseyi verilerine göre, fiziksel altınla desteklenen borsa yatırım fonlarına yılın ilk yarısında 2020’den bu yana en büyük yatırım girişi gerçekleşti. Aynı dönemde dolar endeksi 108,5 seviyesinden 96,7’ye gerileyerek altın fiyatlarını destekleyen başka bir faktör oldu.
Altın fiyatlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Ahlatcı Portföy Genel Müdürü Tonguç Erbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılın ikinci yarısında fiyatların sınırlı bir bantta hareket edeceğini belirtti.
“Tam da 2024 sonunda öngördüğümüz aralığa geldik: 3.300 ile 3.500 dolar arasında. Ancak yılın ikinci yarısı bence altın yılı değil,” diyen Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ons fiyatı, ani bir gelişme olmadığı sürece 3.700 doları aşmaz. 3.000 doların altına da çok düşeceğini sanmıyorum. 2.500-2.700 dolar seviyeleri bana uzak geliyor. Önümüzdeki altı ayı 3.000 ile 3.400 dolar arasında geçireceğiz gibi görünüyor.”
Doların zayıflamasına da dikkat çeken Erbaş, “Son 50 yılın en hızlı değer kaybını ilk yarıda yaşadı. ABD’nin attığı adımlar doların zayıflamasını hızlandırıyor. Trump yönetimi büyük olasılıkla tarifeler konusunda uzlaşmaya gidecek. Jeopolitik riskleri azaltmaya yönelik orta vadeli bir planı olduğunu düşünüyorum,” değerlendirmesinde bulundu.
Yılın ikinci yarısı için yatırımcılar temkinli bir bekleyiş içinde. Altının yönü, ABD iç siyasetinden uluslararası risklere kadar geniş bir alanda şekillenecek gelişmelere bağlı olacak.
Bakmadan Geçme





