Alkol tüketimi gençlerde kanseri neden artırıyor?

Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, alkol tüketiminin bağırsak florası üzerindeki etkilerine ve kanserle olan ilişkisine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Görümlü, alkolün bağırsağın içinde yaşayan bakteri, mantar ve virüslerden oluşan mikrobiyotayı olumsuz etkilediğini, bunun da kanserlerin gelişmesi ve yayılması üzerinde ciddi rol oynadığını söyledi.

“Aşırı alkol tüketimi, yemek borusu, baş ve boyun bölgesi, meme, kalın bağırsak, karaciğer ve mide kanseri riskini artırıyor. Ancak insanların yarıdan fazlası alkolün kanserle bağlantısını bilmiyor, bu oldukça endişe verici bir durum” diyen Görümlü, bu konuda toplum bilincinin artırılması gerektiğini vurguladı.

Doç. Dr. Görümlü, haftada bir kereden az tüketimin düşük, kadınlar için haftada 7, erkekler içinse haftada 14 kadehi geçen tüketimin ise aşırı alkol kullanımı olarak değerlendirildiğini belirtti. Bu miktarlardaki alkol tüketiminin, araştırmalarda belirgin şekilde artmış kanser riskiyle bağlantılı olduğuna dikkat çekti.

Özellikle 50 yaş altı yetişkinlerde görülen meme ve kolorektal kanserlerin son 10 yılda önemli ölçüde arttığını belirten Görümlü, “Birçok faktör etkili olabilir ancak düzenli alkol tüketiminin bu artışta rol oynadığı düşünülüyor. Son bilimsel çalışmalar, orta düzeyde alkol tüketiminin bile kansere bağlı ölüm riskini artırabileceğini gösteriyor. Kalp sağlığı için önerilen kırmızı şarap bile bu riski taşıyor” ifadelerini kullandı.

Alkolün bağırsak mikrobiyotasını değiştirerek kansere giden süreci hızlandırabildiğine dikkat çeken Görümlü, “Bağırsaklarımızda yaşayan mikroorganizmalar artık bir organ gibi değerlendiriliyor. Alkol, bu sistemi bozarak DNA hasarına yol açan bakterilerin çoğalmasına, dolayısıyla kanser hücrelerinin gelişmesine neden olabiliyor. Science ve Nature dergilerinde yayımlanan son araştırmalar, bağırsak bakterilerinin hem kanserin oluşumunu hem de prognozunu etkilediğini ortaya koydu” dedi.

Ayrıca, alkolün östrojen hormonunu artırarak kadınlarda meme kanseri riskini yükselttiğine dair bilimsel bulguların da bulunduğunu söyleyen Görümlü, özellikle bu konuda kadınların alkol tüketimine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Mikrobiyota dengesizliğinin sadece kanserle değil, obezite gibi diğer metabolik hastalıklarla da yakından ilişkili olduğunu ekledi.

Tüm bu nedenlerle alkol tüketimini azaltmanın hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından önemli olduğuna işaret eden Doç. Dr. Görümlü, “Tüm kanser vakalarının yaklaşık yüzde 40’ı değiştirilebilir risk faktörleriyle ilişkilidir. Tütünden uzak durmak, sağlıklı bir diyet benimsemek, ideal kiloyu korumak, düzenli egzersiz yapmak ve toksik maddelerden kaçınmak yaşam süresini uzatan temel önlemler arasında yer alıyor” diyerek sözlerini tamamladı.