Al Ana, Albasması, Albastı Alkarısı Nedir, Gerçek Mi?
Alkarısı neden korkar? Alkarısı neden musallat olur? Al karısı neden atlara gelir? Al karısı Ata ne yapar?
Alkarısı Neden Korkar?
Halk inanışlarına göre Alkarısı'nı uzak tutmak için kullanılan bazı yöntemler vardır. Bu varlığın en çok korktuğu şeyler genellikle şunlardır:
- Demir: Alkarısı, demirden ve metalden yapılmış aletlerden korkar. Yeni doğum yapan bir kadının odasında bıçak, demir maşa gibi metal eşyaların bulundurulması, onu uzak tutmak için bir yöntem olarak görülür.
- Dua ve Dini Semboller: İslam inancına göre, Kur'an-ı Kerim'den ayetler okumak, dua etmek veya dini semboller taşımak Alkarısı'na karşı koruyucu bir etki sağlar.
- Süpürge: Loğusa yatağının altına veya yakınına süpürge koymak da yaygın bir inanıştır. Süpürgenin, Alkarısı'nın yaklaşmasını engellediğine inanılır.
Alkarısı Neden Musallat Olur?
Türk mitolojisinde Alkarısı veya Albastı, genellikle yeni doğum yapmış kadınlara (loğusa) ve bebeklere musallat olduğuna inanılan kötü niyetli bir ruh veya cadı figürüdür. Bu varlığın musallat olma sebebi, yeni doğan bebeğin veya annenin "alını" yani ruhunu veya canını çalmaktır. Bu inanış, loğusalık döneminde kadınlarda görülen lohusa humması gibi sağlık sorunlarını açıklamak için ortaya çıkmıştır.
Alkarısı Neden Atlara Gelir? Ata Ne Yapar?
Alkarısı'nın atlarla olan ilişkisi de halk hikayelerinde önemli bir yer tutar. İnanışa göre, Alkarısı atlara da musallat olabilir.
- Alkarısı, atları yorar, terletir ve yelelerini örer. Bu durum, atların sabah yorgun ve terlemiş uyanmasına neden olur.
- Bazı hikayelerde ise Alkarısı'nın, atın üzerinde sabaha kadar gezdiği ve onu halsiz bıraktığı anlatılır. Atların yelelerindeki karmaşıklıklar, bu varlığın atı gezdirip yorduğuna yorulur.
Alkarısı, Albastı, Al Ana Nedir? Gerçek mi?
Alkarısı, Türk halk kültüründe ve mitolojisinde, genellikle yeni doğum yapmış kadınlara (lohusalara) ve bebeklere musallat olduğuna inanılan kötü niyetli bir varlıktır. Halk arasında farklı yörelerde Albastı, Albasması veya Al Ana gibi isimlerle de anılır. Genellikle kırmızı giysiler içinde, korkutucu yüzlü, uzun tırnaklı bir dişi ruh veya cin olarak tasvir edilir.
Alkarısının Özellikleri ve Davranışları
Halk hikayelerinde Alkarısının loğusalara ve bebeklere zarar verdiğine inanılır. Bu varlığın en bilinen eylemleri şunlardır:
- Lohusa Kadınlara Musallat Olmak: Alkarısı'nın gece vakti yalnız kalan lohusa kadınların üzerine çökerek onları boğmaya çalıştığı düşünülür. Bu durum, "Albasması" olarak adlandırılır ve modern tıpta uyku felci veya doğum sonrası yaşanan psikolojik rahatsızlıklarla ilişkilendirilir.
- Bebeklere Zarar Vermek: Yeni doğmuş bebeklerin canını çalmak veya onları hasta etmek de Alkarısının yaptığına inanılan eylemler arasındadır.
Alkarısından Korunma Yolları
Bu varlıktan korunmak için nesiller boyu aktarılan bazı yöntemler mevcuttur. Bu yöntemler, genellikle lohusa kadını ve bebeği korumayı amaçlar:
- Kırmızı Nesneler: Kırmızı renk, Alkarısı'nı uzak tuttuğuna inanılan sembolik bir renktir. Lohusa kadının yanına kırmızı bir örtü veya kurdele asmak bu inanışın bir parçasıdır.
- Demir ve Metal: Demir, Alkarısı'nın korktuğu bir madde olarak kabul edilir. Bu nedenle, lohusanın yastığının altına veya odasına bıçak, makas gibi metal bir nesne koymak yaygın bir adettir.
- Dualar ve Ritüeller: Kur'an-ı Kerim'den dualar okumak ve dini semboller taşımak da koruyucu olarak görülür.
- Yalnız Bırakmamak: En temel inanış, lohusa kadının yalnız bırakılmaması gerektiğidir. Sürekli birinin yanında olması, Alkarısı'nın yaklaşmasını engellediğine inanılır.
Alkarısı Gerçek mi?
Alkarısı'nın varlığı bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bu inanışlar, geçmişte loğusa humması, doğum sonrası depresyon (postpartum depresyon) ve uyku felci gibi tıbbi durumların tam olarak anlaşılamadığı dönemlerde, bu olayları açıklamak için ortaya çıkmıştır.
Ancak, Alkarısı inancı, sadece bir korku figürü olmanın ötesinde, toplumda bir dizi koruyucu geleneğin oluşmasına da katkı sağlamıştır. Özellikle doğum yapan kadınların psikolojik ve fiziksel olarak en hassas olduğu dönemde yalnız bırakılmaması gibi gelenekler, bu tür inanışlar sayesinde pekişmiştir. Bu yönüyle Alkarısı, Türk halk kültürünün hem mistik hem de sosyal bir parçası olarak görülmektedir.
Bu inanışların, eski zamanlarda atlarda görülen hastalıklar veya fiziksel yorgunluklar için bir açıklama sunmak amacıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Bakmadan Geçme




