Ağrı'nın gönül elçileri

2016 yılında Ağrı'da Cihangir Aslan tarafından kurularak faaliyete geçen Yeşilay Ağrı Şubesi 400 gönüllü üniversite öğrencisi le birlikte mahalle mahalle dolaşarak zararlı alışkanlıklar hakkında vatandaşları bilgilendiriyor.

Onlar Ağrı’da farkındalık oluşturmak için düştüler yollara, kahve, cadde cadde gezip tepkilere aldırış etmeden kitap okuyup vatandaşları bilgilendirdiler. Birçok zorlukla karşılaştılar ancak pes etmediler. Kısa sürede kentte gözle görülür çalışmalara imza atan Yeşilay gönüllüleri çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Uyuşturucu ile mücadele ve zararlı alışkanlıklar hakkında mahalle mahalle köy köy dolaşan gönüllülerin yaptığı çalışmalar ve karşılaştıkları zorlukları Yeşilay Ağrı Şube Başkanı ve kurucusu Cihangir Aslan ile konuştuk. Ekibimizi ağırlayan ve samimi bir ortamda içtenlikle sorularımızı yanıtlayan Aslan’a ve gönüllü çalışanlara teşekkür ederiz. İyi okurlar.

 

MEMLEKET HABER: Yeşilay Ağrı Şubesini bize tanıtabilir misiniz? Ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

Cihangir Aslan: gönüllülük esasına dayalı olarak bu işleri yapıyoruz. 2016 yılına kadar Ağrı’da Yeşilay yoktu. Ben Gençlik Merkezi’nde gönüllü olarak bağımlılıkla mücadele çalışmalarına katkı sunuyorum. Burada üniversite okurken de zararlı alışkanlıklar ve bağımlılıkla ilgili de yaptığımız çalışmalar vardı. Ama o dönem bunu amatörce yapıyorduk. Çalışmalarımızı kendi bulduğumuz yöntemlerle yapıyorduk. 2016 yılında bunun artık amatörce ilerleyemeyeceğini, bu işe profesyonelce yaklaşılması gerektiğine inandım. Sonra Yeşilay’ın Ağrı’da olduğunu sandığım için Yeşilay yetkililerine ulaşmaya çalıştım. Yeşilay’ın Ağrı’da olmadığını öğrenince Yeşilay Genel Merkezi ile bu anlamda iletişim kurduk. Yeşilay’ın Ağrı’da açılması için ısrarcı oldum. Bu anlamda da çok fazla emek sarf ettim. 2016 yılından bu yana Yeşilay’ı Ağrı’da kurarak faaliyetlere başladık. Ağrı’da ilk olan şeyleri yüklenici olmak zorunluluğu var. İnsanlar hep birilerinin yapmasını bekliyor. Bizde bir, iki gönüllü arkadaşımızı işin içine dahil ederek kurucu bir ekip oluşturduk. Çok zorlandık, özellikle zararlı alışkanlıklar bazılarının menfaatine dokunacak durumları tetikliyor. İnsanlar ‘benim sigarama dokunma’, ‘benim alkolüme ve benim içtiğim uyuşturucuya’ dokunma diyor. Biz bunların çok fazla tepkisini çektik.  Çok fazla tehdidini aldık, halende almaya devam ediyoruz.  Sağlıklı bir toplum için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.

MEMLEKET HABER: Tamamen gönüllülük esasına göre çalışıyorsunuz bünyenizde bulunan ne kadar öğrenci var bunların tamamı üniversite öğrencisi mi?

Cihangir Aslan: Allah’a hamdolsun 2 yılda çok büyük bir ivme kazandık. Yönetim kurulumuz 16 kişiden oluşuyor. Bunların arasında psikolog, doktor, avukat ve gönüllü esnaf arkadaşlarımız bulunuyor. Bu 16 kişi bizim resmi kuruluşumuzu temsil ediyor. Bize her ay aidat veren 54 resmi üyemiz bulunmaktadır. 400 tane de gönüllümüz var. Gönüllülerden ücret almıyoruz. Ama bize resmi olarak üyelik yapan herkesten aylık 5 lira ücret alıyoruz. İlçelerde de zaman zaman faaliyet yürütüyoruz.

 

‘Zararlı alışkanlık sadece uyuşturucu değildir’

 

MEMLEKET HABER: Köy okulları hakkında herhangi bir çalışmanız oldu mu?

Cihangir Aslan: Ağrı’da toplamda 40 köye gittik. Köy okulları başta olmak üzere merkezdeki okullara da gittik. Bizim çocukluğumuzda genelde Yeşilay hep kol bandı ile temsil ediliyordu. Okullarımızda zararlı alışkanlıklara dikkat çekmek için ‘Benim kulübüm Yeşilay’ sloganları kullanılırdı. Son dönemlerde biraz unutulmaya yüz tutmuştu. Şimdi okullarda benim kulübüm Yeşilay’ın farkındalığını anlatmaya çalışıyoruz. Gittiğimiz okullara her kademeye uygun el broşürleri götürüyoruz. Yeşil Genel Merkezi tarafından hazırlanmış afiş ve görsellerimiz var. Gidip oradaki öğrencilerimizin anne ve babalarının kendilerine şimdiye kadar anlatmadığı dumansız hava sahasını, sağlıklı yaşam yada hijyen yaşamı anlatıyoruz. Hem de bu konuda kendilerinin işe dahil olmasını öğretiyoruz. Aynı zamanda zararlı alışkanlıkların yol açtığı sorunları anlatıyoruz. Zararlı alışkanlık sadece uyuşturucu değildir. İlkokul dönemlerinde görülen ‘pasiflik’ te bir zararlı alışkanlıktır. Anne-baba ve öğretmenlerimizi öğrencilerin yanında bilinçsizce sigara içtiği zaman buda onlara zarar veriyor. Bunları köy ve merkez okullarında anlatıyoruz.

MEMLEKET HABER: Yeşilay’ın kuruluş amacı nedir? Yeşilay’ın yapması gereken faaliyetleri anlatabilir misiniz?

 

‘Zararlı alışkanlıklarla mücadelenin dışına çıkmıyoruz’

 

Cihangir Aslan: Yeşilay 1920’de alkolle mücadele için kurulmuştur. İstanbul İngiliz ve İtalyanların işgali altındayken Osmanlı tebaası ve gençlerini daha çabuk nasıl ikna edebiliriz, daha çabuk nasıl kandırabilirizin yolunu kendi ülkelerinde çok fazla tükettikleri alkolde bulmuşlar. O dönem İstanbul limanları aylarca süren bir alkol sevkiyatına şahit olmuş. O dönemin 30’a yakın aydını birleşerek bugün Yeşilay olarak söylediğimiz ama 1920 yılında Yeşil Ahtar adında kurulan Yeşil Hilal Cemiyetini kurmuşlar. Yeşilay Cemiyeti 1920 yılından günümüze kadar köklü bir kuruluş olarak devam etti. Bu mihvalde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Zararlı alışkanlıklarla mücadelenin dışına çıkmıyoruz.

MEMLEKET HABER: Göreve başladığınız 2016 yılından bu yana hangi zorluklarla karşılaştınız? Bağımlılıkla nasıl mücadele ediyorsunuz?

 

‘Ağrı’nın en büyük sorunlarından birisi uyuşturucu maddesidir’

 

Cihangir Aslan: Bu konuda çok fazla zorluklar yaşadım. Şu an Ağrı’nın en büyük sorunlarından birisi uyuşturucu maddesidir. Bu konuda maalesef gençlerimiz çok bilinçsizler. Uyuşturucu kullanarak ergenliğin atlatılacağına ya da uyuşturucu kullanarak erkeklik yapılacağına inanan bir kitlemiz var. Sahada uyuşturucu içen arkadaşlarımızdan çok fazla tehdit aldık. Bu anlamda uyuşturucu madde satanlarda var. Emniyetteki yetkili arkadaşlarımız bu konuda çok duyarlılar. Bazen ortaklaşa çalışmalar yürütüyoruz. Sahada çalışmamızın en büyük nedenlerinden biri anne ve babaların bilgi eksikliği yaşamasıdır. Ailelerine gidip ‘çocuğunuz uyuşturucu kullanıyor’ dediğimizde ‘benim çocuğum asla uyuşturucu kullanamaz, iftira atıyorsunuz’ diyen bir toplum ile karşı karşıyayız. Kimse benim yoğurdum ekşidir demez ya. En fazla karşılaştığımız sorunlardan biri, ailelerin kabullenmemek olgusu bizi ok zorluyor. Örnek verirsek bir teyzemizle karşılaşmıştık. Teyze dedi ki ‘benim oğlum galiba baş ağrısından dolayı bir ilaç kullanıyor’ sonra ben ilacı alıp baktığımda çocuğun uyuşturucu kullandığını anladım. Bunu okul okumayan veya eğitimini almayan anne ve babalarımız bilmiyor. Ben ‘sizin çocuğunuz uyuşturucu kullanıyor’ dediğimde çok sert bir duvara çarpıyorum. Aileler bunu kabullenemiyorlar. Kabullenemedikleri içinde tedavi yönetimi reddediyorlar. Uyuşturucu kullanan bireyin kesinlikle tedavi görmesi lazım. Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) ücretsiz bir şekilde telefon hizmeti sunuyor. YEDAM Yeşilay’a bağlı olarak çalışıyor. Birde Erişkin Yataklı Alkol Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri (AMATEM) var. İlimize en yakın Elazığ ve Diyarbakır’da var. Burada çok üst düzey bağımlı olan arkadaşlarımızı ikna edip Elazığ veya Diyarbakır’a gitmeleri için götürüyoruz. Maddi durumları iyi olmayanlar devletimiz ve bizim desteğimizle götürülüyorlar.

MEMLEKET HABER: Sizce teknoloji bağımlılığı bir hastalık mıdır? Bunu nasıl görüyorsunuz ve bu konuda geleceğe yönelik çalışmalarınız var mıdır?

Cihangir Aslan: Zaten teknoloji bağımlılığı bir hastalık olarak tanındı. Resmi bir hastalık olarak geçiyor. Bizlerin en fazla uğraştığı bir alanda teknoloji bağımlılığıdır. Uyuşturucu, sigara, alkol, kumar bağımlılığını anlatıyoruz ama, Yeşilay teknoloji bağımlılığına bambaşka bir sayfa açıyor. Son 5 yıldır zaten hastalık haline dönmüştür. Telefonlar ile geçirdiğimiz zaman bunun en belirgin örneğidir.

 

MEMLEKET HABER: ÖSYM tarafından yapılan sınav sonralarında kalem ve silgileri topluyorsunuz. Bunları köy çocuklarına mı veriyorsunuz?

Cihangir Aslan: Bu projeyi Ağrı Gençlik Merkezi ile ortaklaşa yapıyoruz. Ağrı Gençlik Merkezi’nin Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak ‘ Genç Dönüşüm’ diye bir projesi var. Bu projenin içerisinde öğrencilerin kullanmadıkları kalemleri topluyoruz hem öğrencilere geri dönüşümü anlatmak ve yaşatabilmek adına kalemleri köy okullarına götürüp dağıtıyoruz. Kalemleri gönüllü arkadaşlarımız ile birlikte topluyoruz. Üniversite öğrencisi gönüllü arkadaşlar kalemleri dağıtırken küçük çocuklardaki tebessümü fark ediyor. Hem onlar için kazanç oluyor, hem çocuklar için bir güzellik oluyor. Hem de bizim için geri dönüşüme katkı oluyor. Bizde bunun için geri dönüşüme çok önem veriyoruz.

MEMLEKET HABER:  Kentin belirli noktalarında zaman zaman toplu olarak kitap okuyorsunuz bunun topluma yansıması nasıl oluyor?

 

Cihangir Aslan: Kitap okuduğumuzda bizimle çok fazla dalga geçiyorlar. Bize gelip ‘kahvede kıraathane de kitap mı okunur’, ya da ‘sokakta kitap mı okunur’ diyorlar. Özellikle bayan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Çok büyük bir medeni cesaret gösterip sokakta bizimle birlikte kitap okuyorlar. Erkek arkadaşlarımızla da kahvelerde kitap okuyoruz. İlk zamanlarda vatandaşlarımızın çok fazla tepkisi vardı. ‘yanımda oturmayın, okumayın’ diye eleştiriliyorduk. Zaman geçtikçe yaptığımız çalışmaların onların iyiliğine olduğunu onlara anlattık. Okuduğumuz kitapları vatandaşlarımıza hediye ediyoruz. Bir amcamız bize, ‘ya ben kahvede kitap okunacağını hayatım boyunca hiç düşünmemiştim’. Kahvedeki vatandaşlarımızın bize en büyük tepkisi ‘ya burada kitap okunmaz’. Ama kitap her yerde okunur. Amcamızda daha sonra bana dedi ki ‘ben eve gider gitmez çocuğuma sadece  evde kitap okunmayacağını dışarıda parkta da okuyacağını söyledim’ dedi. Böyle bir alışkanlık kazandırabildiysek ne mutlu bizlere. İnsanlar boş kaldıkları zaman kendilerini meşgul edecek bir faaliyet alanına yöneliyor. Ağrı’da da araştırmadan uzak bir gençlik olduğu için en çabuk ve kısa bir şekilde bulaşabildikleri yer telefon, uyuşturucu ve ya sigaradır.

Sizce kahvehaneler ve kıraathanelerin günümüzde ki durumu doğru mudur? Kahvehanelerde de kitap okunabilir mi?

Cihangir Aslan: Kahve haneler Osmanlı Devleti döneminde fikir tartışmaların olduğu yerdi. Ama şimdi gidiyoruz kitap açık okuduğumuzda tepki alıyoruz. Günümüzde kahveler boş zaman geçirme ve dedikodu yeri olmuştur. Tabi ki kahvelerde zaman geçirmek insanlarımızın tercihidir. Ama kıraathanelerde otururken hiç olmazsa tartışabilmeyi, konuşabilmeyi ve anlaşabilmeyi yapabilsinler. Gidiyorum kahvelere bakıyorum herkesin elinde cep telefonları var. Kimse kimseyle sohbet etmiyor. Sohbet yok, iletişim yok. Teknoloji kahvehaneler ve kıraathanelerde de kendisini gösteriyor. Çoğu kahvede ücretsiz wifi hizmeti var. Çayını içiyorsun internetinde var zaten, adam internet kafeye gitme gereği duymuyor. Son dönemlerde vatandaşlarımıza daha fazla dokunmak adına Ağrı Belediyesi, İl Müftülüğü ve Yeşilay teşkilatı olarak kıraathaneleri dolaşıyoruz. Ben Yeşilay olarak zararlı alışkanlıklar ve etkili babalık nasıl oluru anlatıyorum. Zararlı alışkanlıklar başta uyuşturucu ve sigara olmak üzere babanın çocuklarını ağabeylerinde kardeşlerine nasıl kötü örnek olduğunu anlatıyorum. Zararlı alışkanlıkların rol-model ile nasıl geçtiğini anlatıyorum. Ağrı Belediyesi’nde çalışan psikolog arkadaşlarımız çocukların kritik yaş dönemlerini anlatıyor. 

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme