Ağrı MAZLUMDER 'Öğrenci Andı' açıklaması
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği MAZLUMDER Ağrı Şube Başkanı Yüksel Aslan 'Öğrenci Andı'na ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
MAZLUMDER Ağrı Şube Binası’nda ‘Öğrenci Andı’ basın açıklamasına, Memur-Sen Ağrı Temsilciliği , İHH Ağrı Şubesi , Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi , İnsani Hareket Derneği (İHYAD ), İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER) Ağrı Şubesi , Birlik Vakfı Ağrı, MÜSİAD Ağrı Temsilciliği destek verdi. Basın açıklamasını okuyan MAZLUMDER Ağrı Şube Başkanı Yüksel Aslan, ,yargının öğrenci andı’nın dayatmasının aracı olmaması gerektiğini söyledi. Öğrenci andı yazarı Reşit Galip’in yazdığı öğrenci andı’nın daha sonradan değiştirildiğini belirten Aslan, “Danıştay 8. İdare Dairesi ilk derece mahkemesi olarak; Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin ‘Öğrenci Andı’ başlıklı 12’nci maddesini yürürlükten kaldıran 2013 yılına ait düzenlemesi hakkında açılan davada oy çokluğuyla iptal kararı vermiş bulunmaktadır. Eski Milli Eğitim bakanlarından Türkçe ezan zulmünün de mimarı olan Reşit Galip’in 1933 yılında yazdığı metne, 1972 yılında yapılan değişiklikle, ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ ve ‘Ne mutlu Türküm diyene’ şeklinde cümleler de eklenmiştir” dedi.
MAZLUMDER’in 2009 yılından itibaren ‘Andımız kaldırılsın’ kampanyasını duyarlı insanlarla yürüttüün ve bu uygulamadan yönetmelik değişikliğiyle vazgeçildiğini ifade eden Aslan, “Hükümetin yaptığı bu doğru fiille milyonlarca öğrenci insan haklarına aykırı metni her sabah okumaktan kurtulmuştu. Danıştay dairesinin iptal gerekçesinde, temel hak ve özgürlüklerin tanımı kötüye kullanılmış, 1933 yılından beri okutuluyor olunmasını, “hukuka güven” ilkesi gereği olarak doğru bulmuş, “eşitlik” ilkesini de gerekçe göstermiştir. Oysa yanlışta ısrarın doğruluk yönünden kıdem kazandırmayacağı, aksi halde tek tipçi, zamana uymayan yasaların da değiştirilmemesi gerekirdi. Danıştay dairesi, idarenin yerine geçip yetki ve takdir hakkını gasp etmiş, idarenin nasıl karar vereceğiyle de yetinmeyip, idare yerine bizzat karar da almıştır” ifadelerini kullandı.
Öğrenci andı’nın Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu ve yargı kararıyla tekrar geri getirilmesine karşı çıktıklarını vurgulayan Aslan, “Andımız metni insan haklarına açıkça aykırı bir metindi. Bu yemin için çocuklar askeri düzen içinde hizaya alınmakta, ideolojik ve tek tipçi, milliyetçi- ırkçı ifadeler kullanılarak, ‘varlıklarını birilerinin varlığına armağan’ etmeleri ve bir kısmının etnik kimlik bakımından yalan söylediği halde ‘doğruyum’ şeklinde çelişkiler oluşturulmaktaydı. Oysa farklılıkların, çok kimlikliliğin dışlanmadığı tüm çocuklarımızın eşit, doğru ve adil bir kimlik kazanması esas olmalıdır. MAZLUMDER, hiçbir insanın doğuştan üstün olamayacağını ancak iradesini kullanarak fazilet sahibi olacağına inanmakta ve bunun aksi söylem ve politikaların bütün dinlerin gerçekliğiyle de bağdaşmadığı düşüncesindedir. MAZLUMDER olarak; İlahi hukuka, doğal hukuka ve Türkiye'nin de tarafı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırı olan “andımızın” yargı kararıyla tekrar geri getirilmesine karşı çıkıyor, Danıştay’ın temyiz merciinde insan haklarına aykırı bu kararı bozmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Programda konuşan İnsani Yardım Vakfı (İHH) Ağrı Temsilcisi Kerem Engin, andımızın kaldırılmasını savunduklarını kaydetti. Engin, “İnançlar anlamda da bütün renklerin ve dinlerin Allah’ın birer ayeti olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir kimsenin kimseye karşı üstünlüğünün olmadığını ve hele heel bu tertemiz fıtrata sahip olan çocuklara tektipçi, ötekileştirici ve ayrıştırıcı bir metnin her sabah dayattırılmasına, onların tertemiz pak simalarına tabir yerindeyse ötekileştirici dilin zehrin zerk edilmesine asla müsaade edilmemeli ve topyekun herkesin karşı çıkması gerekiyor” diye konuştu.
Bakmadan Geçme





