Ağrı Dağı eteklerinde atlı çobanlar sürüleri yılkı atlarıyla yönetiyor
Ağrı Dağı eteklerinde görev yapan atlı çobanlar, doğadan yakalanıp eğitilen yılkı atlarıyla binlerce hayvanın bulunduğu sürüleri zorlu arazide kontrol altında tutuyor.
Ağrı Dağı çevresinde uzanan geniş meralarda görev yapan atlı çobanlar, doğadan yakalanarak eğitilen yılkı atlarıyla binlerce hayvandan oluşan sürülerin kontrolünü sağlıyor. Zorlu arazi şartlarında görev yapan çobanlar, atların desteğiyle hem sürülerin dağılmasını önlüyor hem de sınır hattına yaklaşmalarını engelliyor.
Türkiye’nin Ermenistan, İran ve Nahçıvan sınırlarının kesiştiği noktada bulunan Ağrı Dağı çevresindeki yaklaşık 187 bin dekarlık Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) arazisi, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin önemli merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Iğdır’daki Kazım Karabekir TİGEM İşletmesi bünyesinde yetiştirilen hayvanlar, gün boyunca serbest şekilde meralarda otlatılıyor.
Bu geniş ve engebeli alanda sürülerin güvenliği ise sayıları 14’e ulaşan atlı çobanlar tarafından sağlanıyor. Çobanlar, çevre ülkelerden bölgeye bırakıldıktan sonra Ağrı Dağı eteklerinde yabanileşen yılkı atlarını yakalayarak uzun ve zahmetli bir eğitim sürecinden geçiriyor. Evcilleştirilen bu atlar, sürü yönetiminde aktif olarak kullanılmaya başlanıyor.
Yörede “kovboy” olarak anılan atlı çobanlar, eğitilen atlar sayesinde sürüleri daha hızlı yönlendirebiliyor, hayvanların dağılmasını engelliyor ve sınır bölgelerine yaklaşmasını önlüyor.
“Atlar olmadan bu işi yapmak mümkün değil”
Atlı çobanlardan Ömer Kılıç, sürüleri atla kontrol etmeye başladıktan sonra işlerinin önemli ölçüde kolaylaştığını belirtti. Vahşi atların evcilleştirilme sürecinin oldukça zor geçtiğini ifade eden Kılıç, şunları söyledi:
“Atlar bizim için umut demek. Onlar olmadan bu işi yapmak mümkün değil. Onlarla birlikte hareket ediyor, hayvanlarımıza daha hızlı ulaşıyoruz. Atları eğitmek kolay olmadı ama başardık. Şimdi her yere onlarla gidip geliyoruz.”
Çobanlardan Caner Sure ise atların sürü yönetimindeki önemine dikkat çekerek, sabah erken saatlerde başlayan mesailerini anlattı. Sure, “Hayvanları sabah saat 07.00 civarında meraya çıkarıyoruz. Biz de atlarımızla çevrelerini dolaşıyoruz. Amaç sürünün dağılmasını önlemek ve toplu halde kalmalarını sağlamak. Atlar olmasa bu kadar büyük sürüleri kontrol etmek çok zor olurdu.” dedi.
Ağrı Dağı eteklerinde sürdürülen bu geleneksel ama etkili yöntem, zorlu coğrafyada hayvancılığın güvenli ve düzenli şekilde yapılmasına katkı sağlamaya devam ediyor.
Bakmadan Geçme


