Ağrı'da glokom hastaları için erken teşhis çağrısı!
Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ezgi Karataş Karakol, 12 Mart Dünya Glokom Günü ve Glokom Haftası kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.
Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ezgi Karataş Karakol, 12 Mart Dünya Glokom Günü ve Glokom Haftası kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Glokomun halk arasında “göz tansiyonu” veya “karasu hastalığı” olarak bilindiğini belirten Dr. Karataş Karakol, bu hastalığın belirti vermeden ilerlediğini ve erken teşhis edilmediğinde kalıcı görme kaybına yol açabileceğini vurguladı.
Glokom Nedir ve Nasıl İlerler?
Glokomun göz içi basıncının yükselmesi sonucu optik sinire zarar verdiğini ifade eden Dr. Karataş Karakol, hastalığın genellikle sinsi bir şekilde ilerlediğini belirterek şu açıklamalarda bulundu:
"Glokom, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve en sık görülen kalıcı görme kaybı nedenlerinden biridir. Göz içi basıncının artmasıyla optik sinirde geri dönüşü olmayan hasarlar meydana gelir. Ancak en büyük tehlike, hastalığın genellikle belirti vermeden ilerlemesidir. Bu yüzden glokoma 'görmenin sinsi hırsızı' denilmektedir. Eğer erken teşhis edilmezse, görme alanı yavaş yavaş daralır ve kişi bu kaybı fark ettiğinde hastalık genellikle ileri evrededir.”
Glokom hastalarının çoğunun, hastalık ilerleyene kadar belirti hissetmediğini vurgulayan Dr. Karataş Karakol:
“Hastalık son aşamaya geldiğinde merkezi görme etkilenir ve ciddi görme kaybı oluşur. Bu nedenle düzenli göz muayenesi büyük önem taşır” dedi.
Kimler Glokom Riski Altında?
Glokomun her yaş grubunda görülebileceğini ancak bazı kişilerin daha fazla risk taşıdığını belirten Dr. Karataş Karakol, şu grupların dikkatli olması gerektiğini söyledi:
Ailede glokom öyküsü bulunanlar
60 yaş ve üzeri bireyler
Şeker hastaları (Diyabet)
Göz içi basıncı yüksek olan kişiler
Yüksek miyopi veya hipermetropi hastaları
Uzun süreli kortizonlu ilaç kullananlar
Geçmişte göz travması veya ameliyatı geçirmiş bireyler
Migren ve guatr hastaları
"Özellikle 40 yaş üzerindeki bireylerin yılda en az bir kez göz muayenesi yaptırması gerekmektedir. Risk grubundaki kişilerin ise muayene sıklığını artırması önemlidir. Glokom erken evrede teşhis edilirse ilerleyişi yavaşlatılabilir ve görme kaybının önüne geçilebilir” dedi.
Glokomun Belirtileri Nelerdir?
Glokomun genellikle belirti vermeden ilerlediğini ancak bazı hastalarda şu semptomların görülebileceğini belirten Dr. Karataş Karakol, şunları söyledi:
Sabahları belirginleşen baş ağrısı
Zaman zaman bulanık görme
Geceleri ışıkların etrafında parlak halkalar görülmesi
Televizyon izlerken göz çevresinde ağrı hissi
Gözde kızarıklık ve rahatsızlık hissi
Özellikle çocukluk çağında görülen glokomda farklı belirtiler ortaya çıkabileceğini ifade eden Dr. Karataş Karakol:
"Çocuklarda glokom kendini, normalden büyük gözler, ışığa aşırı duyarlılık ve sık ağlama gibi belirtilerle gösterebilir. Aileler bu tür belirtileri fark ettiğinde vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmalıdır” diye ekledi.
Glokom Nasıl Teşhis Edilir?
Glokom teşhisinde kullanılan yöntemler hakkında bilgi veren Dr. Karataş Karakol, doğru tanı koymak için bazı testlerin yapılması gerektiğini belirtti:
Göz Tansiyonu Ölçümü (Tonometri): Göz içi basıncı ölçülerek glokom şüphesi değerlendirilir.
Görme Alanı Testi (Perimetri): Kişinin görme alanında daralma olup olmadığı kontrol edilir.
Optik Koherens Tomografi (OCT): Göz sinirlerinde hasar olup olmadığını detaylı olarak analiz eder.
Pakimetri: Kornea kalınlığını ölçerek göz içi basıncının değerlendirilmesine yardımcı olur.
"Bu testler sayesinde glokom erken evrede tespit edilebilir ve hastalığın ilerlemesi durdurulabilir ya da yavaşlatılabilir. Bu nedenle özellikle risk grubundaki bireylerin düzenli göz muayenesi yaptırması hayati önem taşımaktadır” dedi.
Glokom Tedavi Edilebilir Mi?
Glokomun tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını ancak erken teşhis ile kontrol altına alınabileceğini belirten Dr. Karataş Karakol, günümüzde uygulanan tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
İlaç Tedavisi: Göz damlaları ile göz içi basıncı düşürülmeye çalışılır.
Lazer Tedavisi: Göz içi sıvısının dışa akışını artırarak basıncı düşürmeyi hedefler.
Cerrahi Müdahale: İlaç ve lazer tedavisine yanıt vermeyen hastalara uygulanır.
"Glokom tedavisinde temel amaç, hastalığın ilerlemesini durdurmak ya da yavaşlatmaktır. Ancak kaybedilen görme geri getirilemez. Bu nedenle erken teşhis büyük önem taşır” diyerek hastaların tedavi sürecini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.
Glokoma Karşı Alınabilecek Önlemler
Göz sağlığını korumak için bazı yaşam tarzı değişikliklerinin önemli olduğunu belirten Dr. Karataş Karakol, glokoma karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
40 yaş üstü bireyler yılda en az bir kez göz muayenesi yaptırmalı,
Ailede glokom öyküsü olanlar muayene sıklığını artırmalı,
Düzenli egzersiz yaparak göz içi basıncı dengede tutulmalı,
Sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalı,
Dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli.
Son olarak, glokomun ilerleyen yaşlarda kalıcı görme kaybına neden olabileceğini hatırlatan Dr. Karataş Karakol:
"Göz sağlığınızı ihmal etmeyin. Düzenli kontrollerle glokomu erken teşhis edebilir ve görme yetinizi koruyabilirsiniz” diyerek vatandaşları bilinçli olmaya davet etti.