2026 yeşil dönüşüm için neden kritik bir yıl olacak?
Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, küresel belirsizlikler nedeniyle 2025'te yavaşlayan yeşil dönüşüm yatırımlarının, ekonomik ve politik dengelerin değişmesiyle 2026'dan itibaren yeniden hız kazanabileceğini söyledi.
Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, küresel enerji politikalarındaki yön değişimi ve Türkiye’nin makroekonomik görünümündeki toparlanma sinyallerinin, yeşil dönüşüm ve enerji verimliliği yatırımları açısından daha uygun bir zemine işaret ettiğini belirtti. Ünlü, 2025 yılına girilirken artan çevresel farkındalık ve küresel baskıların enerji verimliliği yatırımlarında ivme yaratmasının beklendiğini ancak jeopolitik risklerin ve küresel ticaretteki belirsizliklerin bu beklentiyi sınırladığını ifade etti.
Ünlü, artan jeopolitik gerilimler ve savaşların, ülkelerin enerji politikalarında arz güvenliği ve dışa bağımlılığın azaltılması hedefini ön plana çıkardığını vurguladı. Avrupa Birliği’nin 2027’ye kadar Rus gazı ithalatını aşamalı olarak durdurma kararının bu yaklaşımın en somut örneklerinden biri olduğunu dile getirdi. Uluslararası Enerji Ajansı raporlarına göre, bu belirsizlik ortamının yalnızca Türkiye’de değil, küresel ölçekte de enerji verimliliği yatırımlarında daralmaya yol açtığını söyledi.
Türkiye özelinde ise ekonomik sıkılaşma politikaları ve buna bağlı yüksek finansman maliyetlerinin, birçok işletmenin enerji verimliliği projelerini ertelemesine neden olduğunu belirten Ünlü, “2025’te teşvik ve destek mekanizmaları bulunmasına rağmen işletmeler, finansal sürdürülebilirlik kaygılarıyla daha kısa vadede yüksek getiri sağlayan yatırım araçlarına yöneldi. Yüksek faiz oranları ve küresel enerji fiyatlarının geçmiş yıllara kıyasla düşük seyretmesi, geri ödeme sürelerini uzatarak sektörün büyüme hızını yavaşlattı” dedi.
Buna karşın, 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu’nun, özellikle Emisyon Ticaret Sistemi’nin kurulması ve karbon piyasası altyapısının oluşturulması açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Ünlü, kamu desteklerinin sektörün sürekliliği açısından kritik rol oynadığını ifade etti. Verimlilik Artırıcı Proje (VAP), KOSGEB, TÜBİTAK ve ilgili bakanlıkların sunduğu teşviklerin 2026’da da sürmesini beklediklerini belirten Ünlü, “Desteklerde yeniden değerleme oranına bağlı artışlar var. Özellikle VAP destekleri öne çıkıyor. 2025’te enerji verimliliği projelerinde destek üst limiti 21 milyon 589 bin 500 liraya yükseltildi ve 71 milyon 965 bin liraya kadar olan yatırımlar yüzde 30 oranında destekleniyor. ETS’nin devreye girmesiyle karbon piyasasından sağlanacak kaynakların da sektöre yeni yatırımlar olarak yansımasını bekliyoruz” diye konuştu.
Ünlü, Türkiye’nin enerji ithalat oranının yüzde 75 seviyelerinden yüzde 71’e gerilemesini, fosil yakıt bağımlılığının azaldığının bir göstergesi olarak değerlendirdi. Yenilenebilir enerji yatırımlarında çatı üstü uygulamalardan, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları modeli kapsamında daha büyük ölçekli projelere doğru bir geçiş yaşandığını, depolamalı yenilenebilir enerji santrallerine yönelik yatırımların da hız kazandığını söyledi. Karadeniz’deki doğal gaz keşifleri, nükleer enerji projeleri, batarya teknolojileri ve emisyon azaltımına yönelik çalışmaların, Türkiye’nin bağımsız ve temiz enerji dönüşümünün temel unsurları arasında yer aldığını vurguladı.
2025’in zorlu koşullarına rağmen 2026’ya ilişkin beklentilerin güçlü olduğunu belirten Ünlü, barış umutlarının artması, ticaret savaşlarının daha öngörülebilir bir zemine oturması ve Türkiye’de enflasyonun gerilemesiyle birlikte kredi faizlerinin makul seviyelere inebileceğine dair beklentilerin, ertelenen yeşil dönüşüm yatırımlarını yeniden gündeme taşıyabileceğini söyledi. Ayrıca 2024-2030 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında yalnızca enerji verimliliği yoluyla 100 milyon ton emisyon azaltımı hedefinin de bu süreci desteklediğini ifade etti.
Ünlü, gıda, ilaç, kimya ve otomotiv gibi sektörlerin 2025’te de enerji verimliliği yatırımlarını sürdürdüğünü, 2026 itibarıyla bu alanlara yeni sektörlerin eklenmesini beklediklerini kaydetti. Ticari binalara yönelik devlet destekleri dikkate alındığında özellikle hastane ve otel binalarında yatırımların hız kazanabileceğini, kentsel dönüşüm kapsamında yeni binalarda enerji verimliliği zorunluluğunun ise yeşil bina ve teknoloji pazarında önemli bir potansiyel oluşturduğunu sözlerine ekledi. Ayrıca şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamasının artmasının, enerji hizmet şirketlerinin pazarı daha sağlıklı analiz etmesine imkan tanıyacağını ve EYODER olarak 2026’dan itibaren uluslararası ölçüm ve doğrulama sertifikasyon eğitimleri planladıklarını belirtti.
Bakmadan Geçme