2026 bütçesinde faiz dışı fazla hedefi Yılmaz'dan dikkat çeken açıklama
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bir restoranda Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile birlikte gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yılmaz, küresel ekonomide tedarik ve lojistik hatların yeniden şekillendiğini, ülkelerin ikili ilişkiler ve bölgesel entegrasyonlara daha fazla ağırlık verdiğini ifade etti. Türkiye açısından üç ana koridorun kritik olduğuna dikkat çeken Yılmaz, Irak’ı boydan boya geçen demir yolu ve otoyol hattının Türkiye’nin Basra Körfezi’ne erişimini sağlayacak önemli bir ticari hat olduğunu söyledi. Zengezur Koridoru’nun Türk dünyası ve Orta Asya ile doğrudan bağlantı açısından kritik bir imkân sunduğunu belirten Yılmaz, Suriye’deki yeni ortamın da Türkiye’ye yeni lojistik perspektifler açtığını dile getirdi. Bu bağlamda Abdülhamid Han döneminden kalan Hicaz Demiryolu hattına işaret eden Yılmaz, Gaziantep çevresinden Halep’e, Şam’a, oradan Ürdün’e ve Hicaz bölgesine uzanan hattın ekonomik açıdan giderek daha önemli hale gelen demir yolu taşımacılığı bakımından değerli olduğunu belirterek, yıpranmış olan hattın onarımı ve yeniden canlandırılmasının gündemde olduğunu aktardı. Yılmaz, bu hatların ülke geneline katkı sunmakla kalmadığını, bağlandıkları bölgelerin kalkınmasına da güç verdiğini vurgulayarak, Zengezur Koridoru’nu Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz için “kalkınma koridoru” olarak gördüklerini ifade etti.
“Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin konuşan Yılmaz, TBMM’de bir grup hariç diğer tüm grupların yer aldığı bir komisyon kurulduğunu, çalışmaların başladığını ve komisyon raporunun yakında görülebileceğini söyledi. Yılmaz, hedefin “terörün olmadığı bir Türkiye” olduğunu belirterek, “Birliğini ve beraberliğini daha fazla pekiştirmiş bir Türkiye, güvenliğini kalıcı bir şekilde pekiştirmiş bir Türkiye demektir.” dedi. Sürecin bir “al-ver” süreci olmadığını vurgulayan Yılmaz, atılan her adımın karşılığının görülmesi gerektiğini kaydetti.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerinde dezenformasyonun beklentiler üzerinden ekonomik politikaları etkileyebildiğini belirten Yılmaz, sosyal medyada oluşan algıların zaman zaman olgulardan koptuğunu söyledi. Enflasyonla ilgili son iki ayın “gayet iyi” seyrettiğini ifade eden Yılmaz, eylülde tarım sektörünün etkisi ve özel eğitim kaynaklı bir etkiyle enflasyonun beklentilerin üstünde geldiğini, ancak daha sonra yeniden normal patikasına döndüğünü dile getirdi. Yılmaz, “En son 31,1 oldu… Aralık ayının da iyi gittiğini rahatlıkla söyleyebilirim.” ifadesini kullanarak, yılın 30’un biraz üzerinde bir oranla kapanabileceğini, 3 Şubat’ta açıklanacak ocak enflasyonunda ise 30’un altının ve 20’li bir rakamın görülebileceğini tahmin ettiklerini aktardı. 2026 sonunda yüzde 20’nin altında bir enflasyon hedeflediklerini, 2027’de ise tek haneli rakamlara dönme yönünde kararlı olduklarını söyledi.
Bütçe dengelerine ilişkin konuşan Yılmaz, gelecek yıl bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3,5 olacağını tahmin ettiklerini, deprem yükü çıkarıldığında bu oranın yüzde 3’ün altına düştüğünü belirtti. “İlk defa faiz dışı fazla vereceğiz, gelecek yılın bütçesinde.” diyen Yılmaz, son yıllarda faiz dışı açık nedeniyle borç-faiz sarmalının oluştuğunu, 2026 itibarıyla bu sarmalın kırılmaya başlanacağını ifade etti. Yılmaz, 2026 bütçesinin önemine işaret ederek, “2026 bir kırılma yılı olacak… 2026 önemli birtakım reformların ve yapısal dönüşümlerin gerçekleştiği bir yıl olacak… olumlu manada bir dönüm yılı olacak.” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin son gününde yaşanan arbedeye ilişkin de değerlendirmede bulunan Yılmaz, sert eleştirilerin yapılabileceğini ancak hakaret ve şiddetin kabul edilemez olduğunu söyledi. Bir milletvekiline yönelik fiili saldırıyı “en güçlü şekilde” kınadığını belirten Yılmaz, “Kim yaparsa yapsın böyle bir anlayış olmaz.” ifadesini kullandı.
Yılmaz ayrıca, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 31. Taraflar Konferansı’nın (COP31) gelecek yıl Türkiye’de yapılacak olmasına ilişkin, COP30’a Brezilya’nın Belem kentinde katıldığını ve ev sahipliği için yürütülen süreçte Avustralya ile bir uzlaşma sonucunda COP31’in Türkiye’ye verildiğini anlattı. Antalya’nın altyapısıyla bu toplantıya hazır olduğunu ifade eden Yılmaz, toplantının yeşil dönüşüm ve yeşil finans başlıklarında Türkiye’ye önemli katkı sağlayacağını, ayrıca turizm açısından da hareketlilik oluşturacağını dile getirdi.
Bakmadan Geçme