2025'in ilk çeyreğinde makine ihracatında düşüş

Türkiye'nin makine ihracatı, 2025'in ilk çeyreğinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 düşerek 6,6 milyar dolara geriledi.

Türkiye’nin makine ihracatı, 2025 yılının ocak-mart döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre düşüş gösterdi. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından açıklanan verilere göre, yılın ilk üç ayında sektörün ihracatı miktar bazında yüzde 7,7, değer bazında ise yüzde 4,1 oranında gerileyerek 6,6 milyar dolar seviyesine indi.

Bu dönemde en fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu. Almanya’ya yapılan ihracat 753 milyon dolar olurken, onu 400 milyon dolarla ABD takip etti. Öte yandan İtalya, Birleşik Krallık, İspanya ve Romanya gibi bazı pazarlarda ise yüzde 9,2 ile yüzde 31,2 arasında değişen oranlarda artış gözlemlendi.

Alt segmentlerde yaşanan gelişmelere bakıldığında, tekstil ve konfeksiyon makinelerinde 29 milyon dolarlık artış yaşandığı, buna karşın inşaat ve madencilik makinelerinde 120 milyon dolar, yıkama ve kurutma makinelerinde ise 47 milyon dolarlık düşüş görüldüğü belirtildi. En fazla ihracat artışı, içten yanmalı motor ve aksamları segmentinde kaydedildi.

Mart ayında ise makine ihracatı 2,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün küresel ticaret dinamiklerinden etkilenmeye devam ettiğini vurguladı. ABD'nin uyguladığı yeni gümrük tarifelerine değinen Karavelioğlu, “ABD'yi bu yönde harekete geçiren temel neden, teknoloji geliştiren sektörlerde üretim dengelerinin bozulmasıdır” dedi.

Karavelioğlu, ABD’nin makine dış ticaretinde yıllık 530 milyar dolar ithalat yaptığına ve buna karşılık 280 milyar dolarlık açık verdiğine dikkat çekerek, “AB’nin bu alanda 150 milyar dolar, Çin’in ise 340 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini görüyoruz. Bu da ABD’yi agresif tedbirler almaya yöneltiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu gelişmelerin Çin’in dev üretim kapasitesini nasıl yöneteceği sorusunu da gündeme getirdiğini belirten Karavelioğlu, şöyle devam etti:

“Bu sürdürülemez ortamda, Türkiye ile ABD arasındaki ilişki daha kalıcı ve dengeli bir yapıya evrilirse, bu ülkemiz açısından yatırım çekme potansiyeli doğurabilir. Ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için Türkiye'nin yatırım ve üretim ortamının dış tehditlerden korunması hayati önem taşıyor.”

Avrupa pazarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Karavelioğlu, Avrupa Birliği'nin “adil ve serbest ticaret” yaklaşımının Türkiye için fırsat olabileceğini söyledi:

“AB, güvenilir ortaklarıyla ilişkilerinde 'adil ve karşılıklı ticaret'ten ziyade, 'adil ve serbest ticaret' anlayışını vurguluyor. Bu nedenle AB'nin stratejik hamlelerini dikkatle izlememiz gerekiyor.”

Makine ithalatında son 12 ayda yüzde 5 oranında düşüş yaşandığını hatırlatan Karavelioğlu, yatırım teşvik sistemi üzerindeki etkileri de değerlendirdi:

“Vergi istisnası, ithalatı kolaylaştırıyor ama yerli makine üreticilerini zor durumda bırakıyor. Yeni yatırım teşvik sisteminde, yerli üreticiyi koruyacak düzenlemelerin yapılması artık bir zorunluluk.”

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme