Hanifi Alır’dan yeni Anayasa önerisi

Hanifi Alır’dan yeni Anayasa önerisi
Eski AK Parti Ağrı Milletvekili Mehmet Hanifi Alır yeni Anayasa için öneride bulundu.

23. dönem AK Parti Ağrı Milletvekili Mehmet Hanifi Alır, gündeme gelen yeni Anayasa düzenlemesiyle ilgili öneri ve açıklamalarda bulundu. Alır, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“ Türkiye’de her hükümet döneminde Yeni Anayasa mevzusu gündeme gelir ama bu güne kadar tatmin edici bir şey çıkmamıştır. Her ne kadar mevcut Anayasa metninde çok değişiklik olmuşsa da haddizatında çoğu değişiklikler siyası manevra amaçlı olmuştur.

Peki Anayasalar hangi şartlarda yapılır? Dünyada nasıl olur? Bizde nasıl olmuştur? Gerçekten yeni bir Anayasaya ihtiyaç var mıdır? 1921 Anayasası dediğimiz Teşkilatı Esasiye Kanunu ne anlam ifade ediyor?

Anayasalar; Teorik olarak Toplumsal Mutabakat Metinleridir. Yazılı veya sözlü olur. Örneğin İngiltere’de sözlü Anayasa vardır. Bu Anayasa hem çoğunluğun hem azınlığın hatta ekolojik dengeyi göz önüne alarak tüm canlıların hakkını korur. Ama pratikte anayasaları ülkeyi kuran kurucu irade yapar ve Anayasa kurucu iradenin bir yansıması olur. Örneğin Yesrip (Medine) de daha İslam’a tümüyle geçmemiş Medine Halkı ile yapılan bir Şehir Devletinin kuruluşunu ifade eden MEDİNE Vesikası dediğimiz sözleşme kimine göre ilk anayasalardan biridir. Zira o belge bir toplumsal mutabakattır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek Anayasası 1921 anayasasıdır. Kimine göre anayasa olmayabilir ama hakiki anlamda Cumhuriyeti kuran iradenin bir yansıması olarak toplumsal mutabakat metnidir. 1924,1961 ve 1981 Anayasaları hâkim güçlerin yaptığı anayasalardır. 1924 Anayasası Şeyh Said Vakasına, Ağrı İsyanına, Dersim İsyanına ve Diğer Din esaslı isyanlara yol açmıştır. Diğer Anayasalar ise darbecilerin yaptığı anayasalardır. İlginçtir! Ne yazık ki bu güne kadar bu kötü anayasaların hiçbiri hakkı ile uygulanmamıştır. Zira ülke hep darbelerle, darbe girişimleriyle, olağanüstü hallerle, sıkıyönetim yasalarıyla veya bunları aratmayacak örtülü yönetimlerle idare edilmiştir. 1921 Anayasası (Teşkilatı Esasiye Kanunu) 23 maddeden oluşan Kurucu iradenin bir yansıması ve mutabakat metni olarak:

  1. Herhangi bir inançsal dayatma yapmayan.
  2. Herhangi bir etnik dil inkâr veya üstünlük dayatması yapmayan.
  3. Âdemi merkeziyetçi güçlü yerel yönetim biçimini esas alan Kurtuluş Mücadelesi ve cumhuriyet ruhuna uygun bir mutabakat metnidir.

Nitekim bu metnin 11.maddesinin son fırkası şöyledir: “EVKAF, MEDARİS, MAARİF, SIHHİYE, İKTİSAT, ZİRAAT, NAFİA VE MUAVENETİ İÇTİMAİYE İŞLERİNİN TANZİM VE İDARESİ VİLAYET ŞURALARININ SALAHİYETİ DÂHİLİNDEDİR.”

Söz konusu Anayasanın 12.Maddesinde ise şöyle yazar:

VİLAYET ŞURALARI VİLAYETLER HALKINCA MÜNTEHAP (SEÇİLMİŞ) AZADAN MÜREKKEPTİR.

Bunun için 21 Anayasası, Cumhuriyetin Kuruluş felsefesi ve kurucu iradeyi yansıması hasebiyle Demokratik bir Cumhuriyeti tahkim etmenin en önemli referansıdır. Aynı zamanda ortak bir çözüm üretmenin miheng taşıdır. Her Türkiye vatandaşlarının bu kurucu felsefeye sahip çıkma hakkı vardır.

Peki, yeni bir Anayasa yapma ihtimali var mıdır? Özlediğimiz bir Anayasayı yapmanın en iyi konjektörü 2007 ve 2015 arası zaman dilimiydi. Toplum ve siyaset erki olarak o süreçte bunu yapamadıysak bu günün siyasi ikliminde yapmak daha zor olsa da Türkiye’nin ilk olarak bir darbe teşebbüsünü bertaraf etmesi, Savunma Sanayiini Geliştirmesi, alt yapıyı çözmesi ve teknolojiyi geliştirmesi, dışa bağımlılığını azaltması, özgür bir dış politika stratejisi daha doğrusu özgüveninin artması gibi olumlu avantajları göz önüne alarak yeni bir anayasayı şimdilik yapamazsak dahi bu yolda bir taş düşenmiş oluruz. Ayrıca bu yılın 1921 Anayasasının yüzüncü yılı olması kayda değer ayrı bir anlam taşır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.