Bakan Soylu’nun gündeminde Ağrı vardı

Bakan Soylu’nun gündeminde Ağrı vardı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yol-İş 11. Genel Kurulu'nda, "Ağrı’da bir tekstil kent kuruluyor. Çalışanlarının hepsi de kadın, toplam Haziran ayı sonunda 3 bin kişi çalışacak" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu , Türkiye Yol İş Sendikası 11. Genel Kurulu’na katıldı. Program, Yol-İş Sendikasının geçmişten bugüne süren çalışmalarını içeren sinevizyon gösterimiyle başladı. Divan üyelerinin genel kurula sunularak oylanmasının ardından açılış konuşmalarına geçildi. Genel Kurula davetliler arasında, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile Türk -İş Yönetim Kurulu, Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar ve Yol İş Sendikası Yönetim Kurulu, Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Eski Çalışma Bakanı Murat Başeskioğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, siyasi parti temsilcileri ve delegeler katıldı. İçişleri Bakanı Soylu konuşmasının başlarında, "Sadece yaşanılan teknolojik gelişmelerle değil, oluşturduğu medeniyetlerin davranışı açısından da şaşırtan, beklentileri karşılamayan bir dünya fotoğrafı içinde yer alıyoruz. 21. Yüzyılı böyle tasvir etmiyorduk. Ne güzeldi; özgürlük, hürriyet barış kardeşlik deniyordu ama maalesef böyle olmadı. Bugün Londra’da, Paris’te ağır makineli silahlarla birlikte özel harekat polisleri dolaşıyorlar. Batı medeniyeti, var gücüyle Doğu’yu kimliksizleştirmeye; çatışmalara hapsetmeye; göç, terör ve uyuşturucu üzerinden kendine ait değerlerinden sıyırmaya çalışıyor. Ancak bunu yaparken, bir yandan da yine göç, terör ve uyuşturucu meselesinde verdiği tepkilerle, esasında kendi medeniyet değerleriyle çatışıyor" diye konuştu.
Çatışmaların sonucu ise zorla yerinden edilen insan sayısının 2000-2017 arasında 21,1 milyondan 71,4 milyona ulaştığı bilgisini veren Soylu, "Uyuşturucuya bağlı ölümlerin 118 bin’den 318 bin’e, terör saldırıları sebebiyle hayatını kaybeden insan sayısının 5 binden 25 bin’e çıktığı bir dünya fotoğrafına ulaşmak olmuştur. Karanlık bir ve bu iki çatışma alanının tam ortasında Türkiye, 21. yüzyılda güvenlik istikrarını, siyasal istikrarını ve ekonomik istikrarını korumak için bana sorarsanız olağanüstü bir mücadele vermektedir" ifadelerini kullandı.
Soylu, "Şu an yaşadığımız süreçler, herhangi bir devletin yönetebileceği süreçler değildir. Bir yandan terörle mücadele edeceksiniz; bir yandan Ege’de, Akdeniz’de sahil güvenlik botlarıyla hayat kurtarmak için insanüstü bir mesai ortaya koyacaksınız; bir yandan küresel uyuşturucu kartellerine karşı kendinizi ve gençlerinizi savunacaksınız; bir yandan sınırınızın hemen yanı başında bir terör devleti kurmak isteyen batılı güçlerle mücadele edeceksiniz; bir yandan da içeride ölümden kaçmış 3.6 milyon insanı ağırlayıp, 40 yıldır uğraştığınız terör örgütünü bitirirken Pensilvanya imalatı bir yenisini de devletten kazımaya çalışacaksınız. 2015 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 560, 2017 yılında 941 büyük bir mücadele verildi ve 2018’deki Aralık ayı rakamı hariç rakam 441’e indi" dedi.

"Emeğin, işçinin yeniden yapılandırılmasını tartışıyorlar"
Davos Dünya Ekonomik Forumunun bu yılki raporlarında değinen Soylu, "Emeğin geleceğine dönük bu tartışma, eskiye oranla çok ciddi oranda yer buldu. Raporlardan bir tanesinin başlığı aynen şu; 'Yeniden Yapılandırıcı Bir Geleceğe Doğru: Herkes İçin İşin Geleceği' raporun konusu, endüstri 4.0 dediğimiz 4.Sanayi Devrimi’nin görev ve işleri etkilemesi üzerine çalışanların görev ve becerilerinin bu yeni çağa uyumlaştırılması. Yaptıkları bir projeksiyonda, 2022’ye gelindiğinde çalışma hayatında pek çok rol için gereken temel becerilerin, ortalama olarak yüzde 42 oranında değişeceğini tahmin ediyorlar. Yani emeğin, işçinin yeniden yapılandırılmasını tartışıyorlar. ABD çalışma istatistikleri bürosuna göre gelecek on yılda görevlerinden tamamen çıkarılması düşünülen 1.37 milyon işçinin, 34 milyar dolar maliyetle, uygulanabilir ve geliştirilmesi istenilen rollere yeniden yerleştirilebileceği varsayılmaktadır. Bunun gibi başka projeksiyonları ve tahminleri var, tutar veya tutmaz. Analiz olarak sağlıklı veya değil. Bunlarla belki karşılaşırız, belki karşılaşmayız ama dünya bu meseleyi artık bu perspektifle tartışmaktadır. Mesela; çalışma hayatındaki insanın akıl sağlığını nasıl koruyabileceğini, iş yerlerinin buna nasıl destek verebileceğini tartışmaktadır. Dijital dönüşümün getireceği iş kayıplarını telafi edebilmek, beceri eksikliklerini arttırabilmek için proaktif ve stratejik bir çabaya ihtiyaç olduğunu tartışmaktadır. Yani anlatmak istediğim, dünya artık emeği 'işime yaramazsa işten çıkarırım olur biter' basitliğinde tartışmıyor. Emeğin geleceğini, dünyanın geleceği olarak tartışıyor; teknolojinin ve artan üretim imkanlarının insanı ezmesini önüne geçmeye, ama bunu akılcı, uygulanabilir ve ekonominin gerçekleriyle uyumlu yöntemlerle başarmaya çalışıyor" sözlerine yer verdi.

"E-devlet sistemine geçerek işçilerimizin sendikalaşmasını kolaylaştırdık"
2002’den sonra her alanda olduğu Türkiye çok önemli adımlar attığının altını çizen Bakan Soylu, "Sendikal hayat noktasında ise temel yaklaşımımız sendikalaşmanın önündeki engelleri azaltmak, demokratik hakların kullanım alanını genişletmek yönünde oldu. E-üyelik sisteminden, noter şartına; yüzde on barajından, memura toplu sözleşme hakkına kadar, sendikal hayattaki, birçok mesele teker teker çözüme kavuşturuldu. Darbe döneminden kalma 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun yerine 2012 yılında günümüz ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik daha demokratik ve özgürlükçü bir kanun olan 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nu çıkarttık. Bu kanunla; sendikalarla ilgili mevzuatı daha sade ve uluslararası normlara uygun hale getirdik. Yüzde 10 olan iş kolu barajını yüzde 1’e, işletme barajını yüzde 50’den yüzde 40’a indirdik. Üyelik ve üyelikten çekilmede noter koşulunu kaldırdık. Sendika üyeliğinde e-devlet sistemine geçerek işçilerimizin sendikalaşmasını kolaylaştırdık. Keza iş yeri sendika temsilcilerinin ve yöneticilerinin güvencelerini arttırdık. Aynı iş kolunda birden fazla işverene bağlı olarak çalışan işçilere birden çok sendikaya üye olma imkanı getirdik" ifadelerini kullandı.

SENBİS sistemi ile sendikal işlemler
Sendikalarla ilgili iş ve işlemleri Genel Müdürlük bünyesinde takip edildiğini hatırlatan Soylu, "Yine bu iş ve işlemlerin etkin şekilde takip edilebilmesi için 'SENBİS' adını verdiğimiz bir dijital altyapı hazırladık. Biraz önce saydığım bütün bu işlemlere ait bildirimler halihazırda valiliklere fiziken yapılıyor ve bunlar valiliklerimiz tarafından hem SENBİS altyapısına giriliyor, hem de fiziken iletiliyor. Şimdi bunu bir adım daha ileriye taşımak istiyoruz. Sendika yöneticilerine kullanıcı yetkisi verilerek zorunlu bildirimleri SENBİS üzerinden kendilerinin yapabilmelerine imkan tanımak istiyoruz" diye konuştu.

Ağır'da tekstil kent
Ağrı Valisi ile geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri konuşmaya değinen Soylu, "Eğer kavga varsa, eğer terör varsa, eğer tehdit varsa, eğer terör örgütünün mensupları oradaki iş verene haraç almak için gidiyorsa siz orada ekonomik hayatınızı yürütemezsiniz. Ağrı’da bir tekstil kent kuruluyor. Çalışanlarının hepsi de kadın, toplam Haziran ayı sonunda 3 bin kişi çalışacak. Derdimiz birlik ve beraberliktir. Derdimiz 13-14 yaşındaki kız çocuklarını dağa çıkarmasınlar taciz etmesinler. Dünyanın en büyük markalarının bir tanesi Türkiye ve Ortadoğu’nun üretimini yapacak şekilde orada onlarla birlikte el sıkışmışlar, yaklaşık 5 bin kişiyi daha oradan çalıştıracaklar" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir